Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği (TKSD) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Erceber ile gerçekleştirdiğimiz bu röportajda, sektörün 2025 ve sonrası için öncelikli gündem maddelerini, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme eksenindeki dönüşümünü, AB regülasyonlarına uyum sürecinde yaşanan zorlukları ve TKSD’nin bu süreçteki yönlendirici rolünü ele aldık.
“Rekabirlik” kavramından Kimya Endüstrisi Eylem Planı’na, Responsible Care uygulamalarından 2026 beklentilerine kadar birçok başlıkta sektörün nabzını tuttuk.
- Öncelikle okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Vefa Lisesinden mezun olduktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi, Kimya Fakültesinde Kimya Mühendisliği öğrenimi gördüm.
Kariyerime 1985 yılında Organik Kimya’da Üretim Bölümünde başlayarak 1989 yılına kadar Üretim şefi ve Fabrika Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundum.
1989-1997 arasında Türk Hoechst Kimya Bölümünde Üretim Müdürü olarak çalıştım. Hoechst’ün tüm dünyada faaliyetlerine son verme kararından sonra 1997 yılında Organik Kimya Fabrika Müdürlüğü’nde göreve başladım. 2014 yılı başından itibaren ise Organik Kimya’da Tesis ve Dış İlişkiler Müdürü olarak görevime devam etmekteyim.
Ayrıca 2014 yılından günümüze, Chemport Kimya Sanayicileri Derneğinin Kurucu Başkanlığı ve 2018 tarihinde bu yana Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini devam ettirmekteyim. Avrupa Kimya Endüstri Konseyi, Cefic’in daimi federasyon temsilcisi ve üyesiyim.
- Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği olarak 2025 yılı itibarıyla sektöre dair en öncelikli gündem maddeleriniz neler?
Sektörde istihdam sorunları, çalışan ücretleri, mavi-beyaz yaka arasındaki ücret dengesizliği, sigortalar, genel konular olmakla birlikte, Yeşil Dönüşüm, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ile Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) konularının kimya sektörüne 2027 sonrası olası etkileri, sürdürülebilirlik öncelikli gündem maddeleri olarak ortaya çıkmaktadır.
- TKSD’nin sektörel dayanışmayı artırmak için uyguladığı yöntemler neler?
TKSD Türkiye’de pek rastlanmayan ama AB ve ABD de sıkça gözlemlenen ‘Rekabirlik’ kavramını öne çıkartmaya çalışıyor.
Ayrıca 2019 yılında düzenlediği ”Türk Kimya Sanayinin Güvenli Geleceği” etkinliğiyle, pandemide ise Responsible Care Web Aracı uygulaması Sürdürülebilirlik için Kimyasallar Straejisi, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması gibi Sürdürülebilirlik alanındaki webinarlar ile, Cefic, ECHA ve CIA katılımı ile REACH & KKDİK üst düzey yuvarlak masa toplantısı, TOBB, ISO, TÜSİAD, Business Europe ve ilgili çalışma gruplarındaki görüş ve katkıları ile farkındalığı artırmaya çalışıyor.
- Eğitim programlarınızdan bahseder misiniz? Dernek olarak verdiğiniz eğitimlerin sektöre katkıları neler?
TKSD olarak üyelerimizin ihtiyaçlarına yönelik kapsamlı eğitim programları düzenliyoruz. Bu eğitimleri kimyasalların güvenli yönetimi ve sürdürülebilirlik başlıkları altında kategorize edebiliriz.
Kimyasal Değerlendirme Uzmanlığı Eğitimleri ve Kimyasal Kayıt Sistemi (KKS) & KKDİK Kayıt Dosyası Hazırlama Eğitimleri aracılığıyla şirketlere kimyasal mevzuat uyumluluğu konusunda en güncel bilgileri aktararak ve en iyi uygulamaları paylaşarak katkı sağlıyoruz.
Kurumsal Karbon, Ürün Karbon ve Su Ayak İzi Hesaplama eğitimlerimizle ise şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarını şeffaf ve ölçülebilir hale getirerek sürdürülebilirlik raporlamalarını güçlendirmelerini destekliyoruz.
Ayrıca tedarik zincirlerinde güvenilir veri paylaşımını yaygınlaştırmayı hedefliyoruz.
Düzenlediğimiz eğitimler, sektör çalışanlarının bilgi ve yetkinliklerini artırırken aynı zamanda işletmelerin ulusal ve uluslararası standartlara uyum sağlamasına katkı sunuyor.
Böylelikle hem çalışan güvenliği ve çevre koruması güçlenmekte hem de sektörün rekabet gücü yükselmektedir.
- Kimya Endüstrisi Eylem Planı kapsamında TKSD’nin öncelikli hedefleri neler? Bu planın sektöre somut katkılarından bahseder misiniz?
Kimya Endüstrisi Eylem Planı kapsamında TKSD Yeşil Mutakabat Eylem Planı, Temiz Endüstri Mutakabat, En iyi Uygulama Teknikleri, AB Cefic Draghi ve Letta raporları ile Antwerp Deklarasyonu çerçevesine Döngüsel Ekonomi, Endüstriyel Sembiyosiz, Sürdürülebilirlik konularında öncü ve bilgi aktarımını yapan STK olarak Bakanlıklar, STK'lar ve TOBB iş birliği içerisinde teşvik mekanizmalarını gündeme getirerek takipçisi olmak ve kamu kurumları ile webinar, seminer ve paneller düzenleyerek TKSD üye ve paydaşlarını güncel tutacak politikalar geliştirmektir.
- AB regülasyonlarına uyum sürecinde Türk kimya sanayicilerinin karşılaştığı en büyük zorluklar neler?
AB Regülasyonları Gümrük Birliği anlaşmasının çerçevesinde hem uyum gösterilmesi gereken hem de mali portresini iyi planlamak ve kimya sanayicilerimizi fuzuli harcamalardan uzak tutacak şekilde uygulanması gereken yönetmeliklerdir.
Burada yine teşvik mekanizmalarıyla AB kimyasal yönetmelikleri konusunda güncel ve paralel olması beklenmektedir.
Globalizasyondan lokalizasyona evrilen global kimya endüstrisi her coğrafya ve her ülkede farklı regülasyonlarla karşılaşır.
İlgili regülasyonlara uyum açısından farklı danışman şirketlerle çalışmak gerekmektedir. Bu konuda devletin topyekün bir teşvik mekanizması getirmesi uygun olacaktır.
- Kimyasalların Kaydı, Değerlendirmesi, İzni ve Kısıtlanması (KKDİK) Yönetmeliği sizce sektörü nasıl etkiledi?
KKDİK Yönetmeliği kimyasal maddelerin kaydı üzerinden bir veri tabanı oluşturulmasını ve bu mevcut veri taban üzerinden değerlendirme yapılarak izin ve kısıtlama süreçlerini belirlenmesini esas alan bir yönetmeliktir.
Yönetmelik insan sağlığının ve çevrenin yüksek düzeyde korunmasını esas amacı olarak hedeflerken maddelerin zararlarının değerlendirilmesine yönelik alternatif yöntemleri özendirmesi açısından rekabet ve yeniliğin teşvik edilmesini sağlar.
KKDİK Yönetmeliği kimyasalların kaydına ilişkin olarak son tarihler ve diğer bazı değişiklikler ile 23 Aralık 2023 tarih ve 32408 sayılı Yönetmelik ile beraber güncellenmiştir. Yeni dönemde kayıt son tarihleri tonaj ve zararlılık sınıflandırmasına bağlı olarak 2026, 2028 ve 2030 olarak belirlenmiştir.
TOBB çatısı altında ve ilgili tüm Sivil Toplum Kuruluşları lider kayıtçıların ortaya çıkması ve AB’den bazlı konsorsiyumlar ile veri maliyetlerinin makul fiyatlarla elde edilmesi konusunda ortak hareket etmelidir.
Kimyasalların kaydına ilişkin son tarihlerin kademeli bir şekilde ertelenmesi, sanayicilerin biraz olsun nefes almasını sağlıyor olsa da firmaların uyum sağlamaya yönelik karşılaştıkları pek çok sorun halen çözüm arayışında.
Lider kayıtçı firmaların ortaya çıkmaması ve sonrasında veri maliyetlerinin yüksek olması, rekabet dolayısıyla bilgi paylaşımındaki eksiklikler, KOBİ ve mikro işletmelerin ortak kayıtçı olmaları konusundaki bilgi ve finansman eksiklikleri sorunların en başında gelmektedir.
Bunların yanında AB tarafından Rusya’ya yapılan yaptırımlar ve bununla ilişki olarak AB’de bulunan veri sahiplerinin veri paylaşma konusundaki endişeleri de süreci sekteye uğratmaktadır.
Firmalar verilerin eldesi için kiminle nasıl, ne şekilde iletişime geçecekleri konusunda yeterli bir bilgiye sahip değiller. Dolayısıyla bu bağlamda yeni düzenlemeyle yönetmelikte yer bulan TOBB bünyesinde verilerin eldesi konusunda bir destek birimi oluşturulması düşünülebilir.
Avrupa Birliği Türkiye’nin en büyük ticari partneridir. İthalat ve ihracatımızın yarısı bu kapsamındadır. Dolayısıyla AB REACH Yönetmeliği’nden uyumlaştırılan KKDİK Yönetmeliği’ne uyum göstermek endüstrimiz için olmazsa olmaz öneme sahiptir.
KKDİK Yönetmeliği’nin insan sağlığının ve çevrenin yüksek düzeyde korunmasının ana amacına ek olarak maddelerin zararlarının değerlendirilmesine yönelik alternatif yöntemlerin özendirmesi çerçevesinde rekabet ve yeniliğin teşvik edilmesi yatıyor.
KKDİK yönetmeliği çerçevesinde gerçekleştirilen kayıtlarının yapılmasının yasal bir zorunluluğunun yayında sürdürülebilir kimyasal yönetimi sayesinde geliştirilen inovatif ürünler rakiplere karşı üstünlük sağlar.
Bu pencereden bakıldığında yönetmeliğe tam uyum Türk Kimya Endüstrisinde inovasyon kültürünün yaratılarak tüm dünyayla rekabet edebilecek hale gelmesi ve AB ile ticari ilişkilerin perçinlenmesi açısından hayati öneme sahiptir.
- Üçlü Sorumluluk® (Responsible Care®) programı kapsamında TKSD’nin çevresel sürdürülebilirlik hedefleri neler?
Üçlü Sorumluluk® (Responsible Care®) programı çerçevesinde TKSD’nin öncelikli hedefi, sürdürülebilir üretim anlayışını yaygınlaştırmaktır.
Bu kapsamda RC prensip/ilkeleriyle uyumlu olacak şekilde; enerji verimliliğinin artırılması, sera gazı emisyonlarının azaltılması, döngüsel ekonomi uygulamalarının teşvik edilmesi, atıkların azaltılarak geri kazanım oranlarının yükseltilmesi ve su kaynaklarının etkin yönetimi öncelik verdiğimiz konular arasındadır.
TKSD olarak üyelerimize bu hedeflere ulaşılması için rehberlik sunuyor, iyi uygulama örneklerini paylaşıyor ve küresel Responsible Care® ağının bir parçası olarak uluslararası düzeyde sürdürülebilirlik vizyonuna katkıda bulunuyor.
- Kimya sektöründe yılın ilk iki çeyreğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektörü 2026 yılında neler bekliyor sizce?
İlk çeyrek 2024’ün ardından geçen yıldan sarkan siparişler ile yatay bir seyir izledi.
2. çeyrek itibarıyla ciddi bir sipariş iptalleri ve talep daralması gözlendi. 2026 yılının ihracattaki AB resesyonu ve AB yüksek enerji maliyetleriyle düşük talep ile satışlardaki düşüşle devam edeceği, ancak 2027 başında bir iyileşme beklendiğini gözlemliyoruz.
- TKSD olarak 2026 yılı beklentileriniz ve planlamalarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Sektör olarak iyileşmenin 2026 yılı ortalarından sonra olacağını öngörüyoruz. 2026 yılında sürdürülebilirlik konusundaki sanayicilerimizi etkileyecek tüm yasal düzenlemelerin ivme kazanacağı çok nettir.
Dijitalleşme ve yeşim dönüşümün daha da hızlanacağı bu süreçte sanayicilerimiz desteklemek için yeni projeler geliştirmeye devam edeceğiz.
Üyesi olduğumuz Avrupa Kimya Endüstri Konseyi’nden uzmanların da katılacağı, sanayicilerimizi sektördeki son gelişmelerle ilgili güncel tutmak için değişik organizasyonlar düzenlemek planlarımız arasındadır.