İba Kimya’dan Global Rekabet İçin Güçlü Ar-Ge Vurgusu

Genel Müdür Tulga Dal, İba Kimya’nın inovasyon odaklı üretim anlayışını ve uluslararası pazarlardaki büyüme stratejilerini Coatings Türkiye’ye anlattı.

1977 yılında kurulan ve endüstriyel kaplamalar, çözücüler, elektrostatik toz boya gibi özel kimyasallar alanında faaliyet gösteren İba Kimya, bugün 60’tan fazla ülkeye ihracat yapan, Türkiye’nin lider kimya firmalarından biri konumunda.

Ar-Ge yatırımları, sürdürülebilir üretim anlayışı ve müşteri odaklı çözümleriyle sektörde fark yaratan firma; global pazarlarda rekabet gücünü artırmaya devam ediyor.

İba Kimya Genel Müdürü Tulga Dal ile gerçekleştirdiğimiz bu özel röportajda, firmanın teknoloji vizyonunu, ihracat stratejilerini ve sektörel dönüşüm sürecini ele aldık.

  • Okuyucularımız için kısaca kendinizden ve sektördeki profesyonel özgeçmişinizden bahseder misiniz?

Kimya mühendisliği eğitimi aldıktan sonra boya ve kaplama sektöründe çeşitli görevlerde bulundum. Kariyerim boyunca özellikle elektrostatik toz boyalar, endüstriyel kaplamalar ve yenilikçi yüzey çözümleri üzerine yoğunlaştım.

İba Kimya’da uzun yıllardır edindiğim deneyimi, hem teknik hem de ticari vizyonu geliştirmek için kullanıyorum.

  • İBA Kimya’nın 1977’den bu yana geçirdiği dönüşümü nasıl tanımlarsınız? Bugünkü kurumsal kimliğinizin temel taşları neler?

İba Kimya, 1977’de kurulduğu günden bu yana sürekli değişen sektör ihtiyaçlarına uyum sağlayarak büyüyen bir şirket. İlk yıllarında klasik endüstriyel boyalarla başlayan yolculuğumuz, bugün yüksek teknolojiye dayalı, çevre dostu ve katma değerli çözümler üreten bir yapıya dönüştü.

Kurumsal kimliğimizin temel taşlarını yenilikçilik, müşteri odaklılık, kaliteye bağlılık ve sürdürülebilirlik anlayışı oluşturuyor.

  • Avrupa pazarına açılma süreciniz nasıl gelişti?

Avrupa’ya açılma sürecimiz planlı adımlar ve güçlü iş birlikleriyle ilerledi. Öncelikle Almanya’da kurduğumuz iştirakimiz, Avrupa’nın merkezinde güçlü bir konum elde etmemizi sağladı.

Ardından Polonya’daki yapılanmamız ile Orta ve Doğu Avrupa pazarında daha etkin hale geldik.

Son olarak İtalya iştirakimizle birlikte Güney Avrupa’da da doğrudan varlık göstermeye başladık.

Bu iştiraklerimizin yanı sıra, stratejik öneme sahip ülkelerde güçlü bayilik ağımız bulunuyor. Böylece hem yerel ihtiyaçlara daha hızlı cevap verebiliyor hem de Avrupa genelinde markamızı daha geniş bir müşteri kitlesiyle buluşturabiliyoruz.

  • Endüstri 4.0’ın getirdiği dijitalleşme ve yapay zekâ uygulamaları, İba Kimya’nın üretim süreçlerini ve iş yapış biçimini nasıl dönüştürdü?

Son yıllarda üretim hatlarımızı Endüstri 4.0 standartlarına uyumlu hale getirmek için önemli yatırımlar yaptık. Dijitalleşme sayesinde üretim süreçlerimizi daha şeffaf, izlenebilir ve verimli yönetiyoruz.

Yapay zekâ destekli kalite kontrol uygulamalarıyla hem hata payını minimize ediyor hem de daha tutarlı ürünler elde ediyoruz. Bu dönüşüm, hız ve esneklik kazandırarak müşteri taleplerine çok daha etkin şekilde yanıt vermemizi sağladı.

  • Akıllı Boyalar kategorisinde geliştirdiğiniz IBACLEAN ve IBAFAST gibi ürünler sektörde nasıl bir fark yaratıyor? Bu ürünlerin Ar-Ge süreci nasıl ilerliyor?

IBACLEAN, antibakteriyel ve kolay temizlenebilir yüzeyler sunarak hijyenin kritik olduğu alanlarda öne çıkıyor. IBAFAST ise hızlı kürlenme özelliğiyle üretim sürelerini ciddi oranda kısaltarak enerji tasarrufu sağlıyor. Her iki ürün de sektörde hem fonksiyonel hem de çevresel fayda sunması açısından farklılaşıyor.

Ar-Ge sürecimizde müşteri geri bildirimlerini, global trendleri ve akademik iş birliklerini bir araya getirerek yenilikçi çözümler geliştiriyoruz.

İba Kimya Coatings Türkiye

  • Elektrostatik toz boya sektöründe Türkiye’deki konumunuzu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de elektrostatik toz boya sektöründe köklü bir oyuncuyuz. Ürün çeşitliliğimiz, yüksek kalite standartlarımız ve müşteri odaklı yaklaşımımızla pazarda güçlü bir konumdayız.

İhracat kapasitemizle yalnızca yerel değil, uluslararası arenada da söz sahibi bir marka olmayı sürdürüyoruz.

  • Sürdürülebilirlik ve çevre dostu üretim konusunda İba Kimya’nın attığı somut adımlar neler? ISO belgeleri dışında hangi uygulamalar öne çıkıyor?

Sürdürülebilirlik bizim için sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda bir değer. Enerji verimliliğini artıran üretim teknolojilerine yatırım yapıyor, atık yönetiminde döngüsel ekonomi prensiplerini uyguluyoruz.

Ayrıca solvent bazlı sistemlerden toz boyalara geçişi teşvik ederek karbon ayak izinin düşürülmesine katkı sağlıyoruz. Bunun yanı sıra hammadde seçiminde çevre dostu alternatiflere öncelik veriyoruz.

Kurulu güneş enerjisi santrallerimiz sayesinde tükettiğimiz elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 50’sini yenilenebilir kaynaklardan karşılıyoruz. Bu yatırım, hem çevresel sürdürülebilirlik hem de uzun vadeli enerji verimliliği açısından önceliklerimizin somut bir göstergesi.

  • Önümüzdeki 5 yıl için İba Kimya’nın hedefleri neler? Yeni pazarlara açılma, ürün çeşitliliği veya dijitalleşme gibi hangi alanlara odaklanmayı planlıyorsunuz?

Önümüzdeki 5 yıl içerisinde Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesinde ilk beş toz boya üreticisinden biri olmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda hem üretim kapasitemizi hem de ihracat ağımızı genişletmeye devam edeceğiz.

Bunun yanı sıra ürün çeşitliliğimizi artırarak müşterilerimize daha geniş bir çözüm yelpazesi sunmayı amaçlıyoruz. Özellikle akıllı boyalar, düşük sıcaklıkta kürlenen ürünler ve sürdürülebilir hammaddelere dayalı çözümler öncelikli odak alanlarımız olacak.

Ayrıca dijitalleşme yatırımlarımızı sürdürerek üretim süreçlerimizi daha da verimli hale getirmeyi planlıyoruz.

2025 yılında hayata geçirdiğimiz Ar-Ge Merkezi yatırımımız, toz boyanın geleceğine duyduğumuz inancın en somut göstergelerinden biridir. Bu merkez aracılığıyla yenilikçi, çevre dostu ve katma değerli ürünler geliştirerek müşterilerimize özel çözümler sunmayı amaçlıyoruz.

  • Türkiye boya sektörünün geleceğiyle ilgili neler söylemek istersiniz? Önümüzdeki 5 yılda sektörü nasıl bir dönüşüm bekliyor?

Dünya toz boya pazarının yaklaşık 4 milyon ton olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye pazarı ise bunun yaklaşık yüzde 2,2’sini oluşturmaktadır ve aynı zamanda Avrupa’nın en büyük pazarlarından biri konumundadır. Teknolojik açıdan da sektörümüz oldukça ileri bir seviyeye ulaşmış durumda.

Son yıllarda Türkiye’de yaşanan ekonomik koşullar ve yüksek enflasyon ortamı, dış piyasalarda rekabet gücümüzü kısmen zorlasa da sektörün büyümesini sürdüreceğine inanıyorum.

Önümüzdeki dönemde özellikle markalaşma ve sürdürülebilirlik alanlarının çok daha fazla önem kazanacağını, yerli Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarının da rekabet avantajı sağlayarak sektörü ileri taşıyacağını düşünüyorum. Türk boya sektörünün uluslararası pazarda daha güçlü bir yer edinmeye devam edeceğine inanıyorum.

İlgili Haberler