Türkiye boya sanayisinin gelişimini destekleyen, sektörel iş birliğini güçlendiren ve sürdürülebilir üretim anlayışını teşvik eden Boya Sanayicileri Derneği (BOSAD), 2003 yılından bu yana sektörün ortak sesi olmayı sürdürüyor.
Dernek, çevreye duyarlı üretime destek verirken, teknik standartların yükseltilmesi ve Türk boya sanayisinin uluslararası alanda rekabet gücünün artırılması hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor; aynı zamanda üyelerinin bu dönüşüme uyum sağlamaları ve küresel pazarda daha etkin rol almaları için de destekleyici faaliyetler yürütüyor.
BOSAD Başkanı Kenan Baytaş ile gerçekleştirdiğimiz bu özel röportajda; derneğin güncel faaliyetlerini, sektörün karşılaştığı dönüşüm süreçlerini ve BOSAD’ın geleceğe dair stratejik vizyonunu ele aldık.
- Kenan Bey, sizi tanıyabilir miyiz? Kısaca kendinizden ve profesyonel özgeçmişinizden bahseder misiniz?
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunuyum. 40 yılı aşkın süredir boya üretim sektöründe aktif olarak görev yapıyor, 142 yıllık köklü geçmişe sahip Merbolin Boya’nın Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürüyorum.
Aynı zamanda, daha önce Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlendiğim Boya Sanayicileri Derneği’nde (BOSAD), mayıs ayında üyelerimizin değerli güveniyle yeniden bu göreve seçildim.
Bugüne kadar stratejik yönetim ve operasyonel mükemmeliyet alanlarındaki uzun yıllara dayanan deneyimimle, sektörümüzün vizyonunu şekillendirmek ve stratejik hedeflerine ulaşmasını sağlamak adına kritik sorumluluklar üstlendim.
Bugüne kadar birçok sivil toplum kuruluşunda farklı liderlik pozisyonlarında aktif görevler üstlendim. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Denetim Kurulu Üyesi olarak üst düzey görevlerde bulundum.
Hâlen aktif olarak görev aldığım pozisyonlar arasında; İstanbul Sanayi Odası (İSO) Boya ve Çeşitli Kimya Sanayii Meslek Komitesi Başkanlığı, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Denetim Kurulu Üyeliği, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesindeki (TOBBES) Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği, Bilişim Vadisi’nde kurulu Kimya Teknoloji Merkezi (KTM) Yönetim Kurulu Üyeliği, İstanbul Sanayi Odası Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği ile T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı İstanbul Vergi Takdir Komisyonu Üyeliği yer almaktadır.
Bugün, sektörün bir parçası olmanın gururunu taşıyor ve geleceğe yönelik yeni hedeflerle yoluma devam ediyorum. Evliyim ve iki çocuk babasıyım.
- BOSAD Türkiye’de sektörün gelişmesine yönelik ne gibi faaliyetlerde bulunuluyor?
BOSAD, boya ve boya ham maddeleri sektörünün çatı meslek örgütü olarak, 2003 yılında 9 kurucu üyesi ile başlattığı yolculuğuna bugün 133 üyeyle devam ediyor. Üyelerimiz, sektörün yüzde 85’ini temsil etme gücüne sahip olup, belirli üretim ve teknoloji standartlarını yakalamış, yönetmeliklere ve süreçlere uygun, çevre bilinci taşıyan firmalardan oluşuyor.
BOSAD olarak, üyelerimizi ulusal ve uluslararası platformlarda en güçlü şekilde temsil ediyoruz. Derneğimiz, Avrupa Boyacılar Birliği (CEPE) ve Dünya Boyacılar Birliği (WCC) gibi prestijli uluslararası kuruluşların üyeliğiyle, sektörün global düzeydeki gelişimine katkı sağlamaktadır.
Sektörün gelişimine yönelik faaliyetlerimizi üç ana alanda sürdürüyoruz: bürokratik ilişkiler, sektörel iş birlikleri ve sivil toplum kuruluşları ile olan etkileşimler. Bu alanlarda yaptığımız çalışmalar, derneğimizin etkinliğini ve sektöre olan katkısını önemli ölçüde artırmıştır.
Derneğimiz, sürekli yenilik ve mevzuat güncellemeleriyle şekillenen dinamik bir sektörün çatı kuruluşu. Hem ulusal hem de küresel gelişmeleri yakından takip ediyor, üyelerimizi bu gelişmeler hakkında düzenli olarak bilgilendiriyoruz. Ayrıca, sektöre katkı sağlamak ve gelişmeleri daha geniş bir perspektiften izlemek amacıyla çeşitli etkinlikler düzenliyoruz.
Ulusal ve uluslararası düzeyde gerçekleştirdiğimiz organizasyonlarla sektörümüzü geniş kitlelere tanıtıyor ve global arenada daha görünür hale gelmesini sağlıyoruz. Geçtiğimiz yıl sektörün en prestijli etkinliklerinden olan Paintİstanbul Fuarı’nın dokuzuncusunu rekor bir katılımla düzenledik.
Bu yıl ise "Yeşil Düşünce, Renkli Aksiyonlar" temasıyla Paintİstanbul Kongresi'nin onuncusunu büyük bir başarıyla gerçekleştirdik. Önümüzdeki yıl Haziran ayında sektörümüzü bir kez daha Paintİstanbul Fuarı'nda buluşturmak için hazırlıklarımızı büyük bir özveriyle sürdürüyoruz.
Yurt dışı fuar katılımlarımız ve yayımladığımız sektörel raporlar, sektörümüze olan desteğimizi pekiştiren başlıca faaliyetlerimizdir. Ayrıca, derneğimizin 15 farklı çalışma grubunda gerçekleştirilen toplantılar ve bu gruplardan çıkan veriler, sektörümüzün geleceğine ışık tutarak stratejik adımlar atmamıza yardımcı olmaktadır.
Üyelerimizin aktif katılımıyla yürütülen bu verimli çalışmalar, sektöre yön veren önemli stratejiler ortaya koyuyor.
- 2024 yılı ve 2025'in ilk sekiz aylık dönemi itibarıyla sektörün mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektöre dair en öncelikli gündem maddeleriniz neler?
Sektörümüz 2024 yılında görece sakin bir yıl geçirdi. Her ne kadar durağan bir yıl geçirmiş olsak da sanayimiz güçlü bir üretim kapasitesine sahip, sektörde faaliyet gösteren firmalar; markalaşma kabiliyeti yüksek, teknolojik yatırımları olan ve sürdürülebilirliğin öneminin farkında olan üreticiler. Bu nedenle durağan dönemleri hızlı toparlanma ve yenilikçi yatırımlarla aşabilme kapasitesine sahibiz.
Mevcut durum değerlendirmesi yaptığımızda ise sektörümüzün gündeminde, üretim ve yatırımın ötesinde daha temel ve hayati meselelerin ön plana çıktığını görüyoruz. Son yıllarda yaşanan küresel ekonomik dalgalanmalar, döviz kurundaki artış, yüksek enflasyon ve finansmana erişimde yaşanan zorluklar boya sanayimizi de doğrudan etkilemiş, firmalarımızı daha çok “mevcut durumu koruma” refleksiyle hareket etmeye zorlamıştır.
Bugün geldiğimiz noktada, sektörümüzün en öncelikli meselesi ayakta kalmak, faaliyetlerini sürdürülebilir kılmaktır. Girdi maliyetlerinde yaşanan yüksek artışlar, ham maddeye erişim sorunları, enerji fiyatlarının öngörülemezliği ve finansman maliyetlerinin yüksekliği, firmalarımızın uzun vadeli planlamalar yapmasını oldukça güçleştirmektedir.
Bu nedenle birçok üretici firma açısından şu anda yeni yatırımlar yerine mevcut kapasiteyi ve pazardaki konumunu korumak daha gerçekçi ve öncelikli bir hedef haline gelmiştir.
Bu tabloya rağmen sektörümüz, yapısal dönüşüm ihtiyacının da farkındadır. Ekonomik olarak daha öngörülebilir ve istikrarlı bir ortama geçiş sağlanabildiği takdirde, sektörümüzün yatırım gündemi hızla yeniden şekillenecektir.
Özellikle kentsel dönüşüm sürecindeki hızlanmanın başta inşaat boyaları olmak üzere sektörde bir hareketlilik yarattığını görüyoruz. İnşaat, otomotiv ve sanayi gibi sektörler bizim lokomotif sektörlerimiz, bu sektörlerde oluşan talep bizim sektörümüzü de olumlu yönde etkiliyor.
2025 yılı sonlarına yaklaştığımız bu süreçte artık sektörün yavaş yavaş toparlanma eğilimine girmesini temenni ediyoruz.
- Peki, sektörün geleceğine ilişkin 2026 yılı beklentileriniz neler?
Küresel ticaretin geleceği üzerinde, jeopolitik gerilimler ve ekonomi politikalarındaki belirsizlikler etkisini sürdürmektedir; bu durum, korumacılık eğilimlerinin artmasına ve tedarik zincirlerinde aksamaların devam etmesine neden olabilir.
Ayrıca, finansal koşulların ne yönde şekilleneceği ve beklenen para politikası gevşemesinin zamanlaması, küresel risk iştahını ve gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını önemli ölçüde etkileyecektir. 2026 yılında sektörümüz de küresel ve yerel ekonomik gelişmelerin paralelinde bir seyir izleyecektir.
2026-2028 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program’da arz yönlü ekonomik büyümeyi desteklemek amacıyla sanayi sektöründe yapısal dönüşüme öncelik verileceği ifade edilmektedir. Bu kapsamda, yüksek katma değer yaratabilen, teknoloji yoğun ve ihracat potansiyeli yüksek alanlara odaklanılacaktır.
Boya sektörü de bu dönüşümden etkilenerek, Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinin teşvik edildiği, dijitalleşme ve çevresel sürdürülebilirliği önceleyen politikalarla şekillenecektir. Kaynak verimliliğini artıran, yeşil üretim tekniklerine geçişi destekleyen uygulamalar sayesinde sektörde verimlilik ve uluslararası rekabet gücü artacaktır.
- Kimyasalların Kaydı, Değerlendirmesi, İzni ve Kısıtlanması (KKDİK) Yönetmeliği kapsamında sektör nasıl şekilleniyor? Yönetmeliğin etkilerinden bahseder misiniz?
KKDİK Yönetmeliği, boya sektörü için önemli bir dönüm noktası teşkil etmekle birlikte, doğru bir şekilde uygulanabilmesi için hala bir dizi belirsizliğin ortadan kaldırılması gerekiyor. Usul ve esasların daha net bir şekilde belirlenmesi, sektörün işbirliği yapabileceği platformların oluşturulması ve sürecin şeffaf bir şekilde yönetilmesi, bu geçişin başarılı bir şekilde yapılabilmesini sağlayacaktır.
Bu bağlamda, BOSAD'ın sektördeki firmalar için sağladığı destek, kritik bir rol oynayabilir. Geçtiğimiz günlerde üyelerimizin geniş katılımıyla gerçekleştirdiğimiz değerlendirme toplantısında, bu konuda atılacak adımlar ve çözüm önerileri üzerine kapsamlı bir değerlendirme yaptık. Çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi noktasında sektörün çatı kuruluşu olarak çaba göstermeye devam edeceğiz.
- Sektördeki sürdürülebilirlik çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
Sürdürülebilirlik, boya sektörünün geleceğini şekillendiren temel bir strateji haline gelmiştir. Bu doğrultuda, çevresel etkileri azaltmaya yönelik ve insan sağlığını ön plana alan çalışmalar önem kazanmaya başlamıştır.
Uçucu Organik Bileşik (VOC) emisyonlarını minimize eden dekoratif boya çözümleri, hem iç mekan hava kalitesini iyileştirmekte hem de çevresel regülasyonlara uyum sağlamaktadır. Bu ürünler, özellikle proje bazlı uygulamalarda ve bireysel tüketici taleplerinde ön plana çıkıyor.
Fosil bazlı kaynakların yerine sürdürülebilir ham maddelerin kullanımı, karbon ayak izinin azaltılması açısından dikkatle takip edilen öncelikli konular arasında yer alıyor. Sektörde uygulaması giderek yaygınlaşan “Mass Balance” yaklaşımıyla geri dönüştürülmüş malzemelerden elde edilen ve/veya organik bileşenler içeren boya çözümleri, hem karbon ayak izinin azaltılmasına doğrudan katkı sağlamakta hem de üretim verimliliğini artırmaktadır. Tüm bu uygulamalar, çevresel sürdürülebilirliğin güçlendirilmesine önemli ölçüde destek veriyor.
İhracat pazarlarında boya sektörünün rekabet gücünü artırmak amacıyla, Blue Angel, Nordic Swan ve EU Ecolabel gibi çevre etiketleriyle uyumlu olacak şekilde ürünler geliştirilmektedir. Bu sertifikalar, ürünlerin çevresel performansını belgeliyor ve uluslararası pazarlarda tercih edilmesini sağlıyor.
BOSAD’ın Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu da düşük VOC ve biyo-bazlı ürünlerin tanımlanması, regülasyon eksikliklerinin giderilmesi ve sektörel standartların oluşturulması yönünde çalışmalara destek veriyor.
- Türk boya sanayisinin yıllar içindeki gelişimiyle ilgili bilgi verebilir misiniz? Türk boya sanayisinin dünya pazarındaki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türk boya sektörü, üretim kalitesi ve küresel standartlara uyumu sayesinde dünya pazarında dikkat çeken bir konuma ulaştı. Yaklaşık 1 milyon tonluk üretim hacmi ile sektör, bugün dünya boya pazarının yüzde 2’sini temsil ediyor.
Üretim kapasitesi, ekonomik ve ticari potansiyeli, teknolojik yenilikleri hızla benimseme kabiliyeti, mevzuata uyum sağlayan yapısı ve güçlü marka çeşitliliğiyle Türkiye, Avrupa’nın önde gelen üreticileri arasında yer alıyor. Bu konumuyla da sektör, sadece Avrupa’nın beşinci büyük boya üreticisi olmakla kalmayıp, aynı zamanda bölgesel ölçekte güçlü bir oyuncu olma yolunda da emin adımlarla ilerliyor.
- Sektörün hedeflediği pazarlar ve genişleme hedefleri bulunuyor mu?
Türkiye’nin Avrupa’da Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya sonrası en büyük beşinci boya üreticisi olarak dünya pazarında önemli bir yer teşkil ettiğine değinmiştim. Orta Doğu ve Güney Amerika’ya göre ihracat potansiyelimizin de oldukça yüksek olduğunu göz önünde bulundurursak birçok ülkeden güçlü olan sektörümüzün elbette genişleme hedefleri var.
Ülkemizin konumu, güçlü Ar-Ge yatırımları ve iş gücü kalitesi gibi sektördeki güçlü yönlerimiz ile hedeflerimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz.
Şu an için 200 civarı ülkeye ihracat yapılıyor. Asya Pasifik ve Güney Amerika pazarları ise büyümeyi hedeflediğimiz pazarlar arasında.